Bir Firma Nasıl Batırılır? Gözden Kaçan 5 Kritik Finansal Hata
Gözden Kaçan 5 Kritik Finansal Hata
Anahtar kelimeler: finansal hata, denetim süreci, iflas nedenleri, iç kontrol zafiyetleri, finansal sürdürülebilirlik
Giriş: İflas bir sonuçtur. Sebep değil.
İş dünyasında başarısızlık bir gecede yaşanmaz. Bir şirketin iflasa sürüklenmesi genellikle tek bir büyük krizden değil, küçük ama kritik hataların birikmesinden kaynaklanır.
Bu yazımızda, bir orta ölçekli firmanın iflas sürecini inceliyor; denetim masasına yansıyan ama zamanında aksiyon alınmayan beş temel finansal hatayı açıklıyoruz.
Bu örnek, sadece bir hikâye değil; iş dünyasında sıkça karşılaşılan ama yeterince konuşulmayan bir tablo.
1. Nakit Akışını Kârlılıkla Karıştırmak
Şirket yöneticileri çoğu zaman gelir tablosundaki kârlılığa odaklanır. Oysa, pozitif kâr zarar tablosu, şirketin kasasında para olduğu anlamına gelmez. İncelediğimiz vakada, vadeli satışlarla yüksek gelir elde eden firma, tahsilat sürecini yeterince izlememişti.
Sonuç:
Personel maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma düşen bir “kârlı” şirket.
Denetim bakışı:
Nakit akışı tablolarının doğru hazırlanması, denetim sürecinde göz ardı edilmemelidir. Yalnızca gelir değil, tahsilat döngüsü de analiz edilmelidir.
2. İç Kontrol Mekanizmalarının Yetersizliği
Yetki devri ve kontrol arasındaki denge, özellikle büyüyen firmalarda kırılgandır. Vaka şirketinde, satın alma ve ödeme onay süreçleri tek bir kişide toplanmıştı. Bir süre sonra ortaya çıkan uyumsuzluklar, aslında aylar öncesinden sinyal veriyordu.
Ancak denetim notları aksiyon planına dönüştürülmedi.
Sonuç: İçeriden yapılan usulsüz işlemler, şirketi geri dönülemez bir noktaya taşıdı.
3. Yanıltıcı Proje Raporlamaları
“Projenin %70’i tamamlandı” ifadesi kağıt üzerinde güzel durabilir. Ama bu oranın hangi kriterlere göre belirlendiği net değilse, finansal anlamı da tartışmalıdır. İlgili şirkette, tamamlanma yüzdeleri “kaba tahmin” yöntemleriyle giriliyordu.
Bu da tahakkuk eden gelirlerin, gerçekleşen maliyetlerden sapmasına neden oldu.
Denetim uyarısı:
Proje bazlı firmalarda ilerleme yüzdesi ile gelir tanıma arasındaki ilişki titizlikle izlenmelidir.
4. Bilanço Dışı Risklerin Göz Ardı Edilmesi
İflasa giden süreçte, şirketin döviz pozisyon riski fark edilmemişti. Yurtdışından alınan hammaddeler, kur farkıyla ciddi bir yük yaratmıştı. Finansal tablolar bu riski göstermiyordu çünkü bilanço dışı etkiler yorumlanmamıştı.
Uzman yorumu:
Denetim, yalnızca görünen rakamları değil, rakamların neyi gizlediğini de ortaya koymalıdır.
5. Denetimi “Yasal Zorunluluk” Gibi Görmek
En kritik hata buydu. Şirket, bağımsız denetimi sadece rapor alma süreci olarak gördü. İletilen bulgular “dosyada dursun” mantığıyla rafa kaldırıldı.
Ayma farkı:
Biz denetimi yalnızca kontrol değil, stratejik bir araç olarak konumlandırıyoruz. Erken uyarılar işe yaramazsa, raporlar yalnızca geriye bakan belgeler olur.
Sonuç:
Denetim, Doğru Kullanıldığında Bir Rehberdir
Bu vaka, aslında birçok şirketin yaşadığı “sessiz çöküş”ü anlatıyor. Denetim süreçlerinin etkin kullanımı, bu tarz riskleri önceden fark etmeyi ve stratejik kararlar almayı mümkün kılar.
Gözden kaçan beş hata, aslında her denetim masasının altında duruyor. Farkı yaratan, onları zamanında görebilmek ve harekete geçmekte.